1884’te Bağdat’ta doğan Ahmet Haşim Türk sembolistlerinin öncülerindendir. Çocukluğu, babasının memurluğu sebebiyle şehir şehir dolaşmakla ve farklı okullarda eğitim görmekle geçer.

1895 ‘te İstanbul Galatasaray Lisesi’ne kayıt yaptırmıştır. Daha sonra 1907’de Hukuk Mektebi’ne devam eder. Güzel Sanatlar Akademisi(Sanâyi-i Nefise Mektebi)’nde mitoloji dersleri verir. Fransızca öğretmenliği yapar. Bu görevleri 1933’te vefat edene kadar devam eder.

Ahmet Haşim’in Sanatı ve Edebî Kişiliği

Modern Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Muallim Naci, Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Abdülhak Hâmit ve Şeyh Galib’den etkilenmiştir.

İlk manzumesi “Leyâl-i Aşkım”dır. Bu eser Mecmua-i Edebiyye’de yayımlanmıştır.

Türk şiirinde sembolizmin öncülerinden olan şair, şiirin ne olduğuyla ilgilenmiş ve bu doğrultuda eserler kaleme almıştır.

Şiirde Mâna ve Vuzuh(vuzuh = açıklık)” başlıklı makalesinde şiir anlayışını bir “poetika” diyebileceğimiz şekilde açıklamıştır.

Piyâle” isimli şiir kitabının önsözünde yazdığı “Şiir Hakkında Bazı Mülâhazalar” isimli yazıda şiir hakkındaki görüşlerini şöyle izah eder:

“Şiirin asıl özelliği ‘duyulmak’tır. Şiirin dili musiki ile söz arasında ve sözden ziyade musikiye yakındır. Yani bu dil, bir açıklama vasıtası olmaktan ziyade bir telkin vasıtasıdır ve şiirde musiki anlamdan önce gelir. Bu bakımdan kelimeler, şiire, anlam değerlerinden çok musiki değerleriyle girerler. Şiirin anlam bakımından açık olması zaruri değildir. Şiirin doğduğu yer şuuraltıdır. Konu ise sadece terennüm için bir vesiledir”

Şiirde anlam açıklığına çok önem vermeyen, şiirin kapalı olması gerektiğini düşünen şair –ki sembolizmin özelliğidir bu- şiirde musikiye önem vermiştir.

Genel kabul Haşim’in şiirlerinin “empresyonist” akıma yakın olduğu yönündedir. Çünkü şiirlerinde dış dünyaya ait yaptığı gözlemleri, incelemeleri yansıtmaktan ziyade bu gözlemlerin kendi muhayyilesinde, iç dünyasında yarattığı izlenimleri yansıtır.

Hayatının bir döneminde Fecr-i Âti Topluluğuna dahil olan Haşim, bu topluluk dağıldıktan sonra ömrünün sonuna kadar şiir hayatını bireysel olarak devam ettirmiş, hiçbir akım içerisinde yer almıştır.

Ahmet Haşim’in Eserleri:

Şiirleri: Piyâle, Göl Saatleri
Gezi: Frankfurt Seyahatnâmesi
Makale-Fıkra: Bize Göre, Gurebâhane-i Lâklâkan

MERDİVEN

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak…

Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…

Kaan Hoca tarafından yayınlandı

Ankara'da edebiyat öğretmeni olarak görev yapan yazar, evli ve hiç çocuk babasıdır.

Sohbete katılın

6 yorum

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir