Fiillerden türemiş olmakla birlikte bir fiil gibi çekimlenemeyen olumlu, olumsuz şekilleri yapılabilen ve cümlede isim, sıfat, zarf gibi görevlerde kullanılan sözcüklerdir. Fiilimsi üç grupta incelenir: İsim – Fiil, Sıfat – Fiil ve Zarf – Fiil.

Fiilimsilere aynı zamanda eylemsiler de denir. Çünkü bazı kişiler fiil yerine eylem kullanmayı tercih ederler. Bu kafamızı karıştırmasın.

Fiilimsiler artık fiil özelliklerini kaybettikleri için olumsuzluk eki hariç fiil çekim ekleri alamazlar.

Fiilimsiler, anlam olarak fiilin özelliğini taşır ama kip eki alma açısından fiilin özelliğini taşımazlar. Fiilimsiler belli başlı ekler (fiilimsi ekleri) sayesinde fiil özelliklerini kaybedip artık isimleşmişler ve cümlede sıfat, zarf görevinde kullanılmışlardır.

Fiilimsiler

İsim – Fiil

Fiillere “-mak, -mek” , “-ma, -me”, “-ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle yapılan fiilimsimiz “isim-fiil“dir. İsimlerin tüm özelliklerini kullanarak cümlede isim gibi kullanılırlar.

“O şimdi romanını bitirmekle meşguldür.

“Size gelmeyi ben de çok istemiştim.”

“Onun yemek hazırlayışını gördün mü hiç?” cümlelerinde altı çizili sözler isim-fiildir. Bu ekleri benzer eklerle karıştırmamak gerekir.

“Sana, bir daha buraya gelme, demiştim.” cümlesinde altı çizili sözcükteki ek isim-fiil eki değil, olumsuzluk ekidir.

Bazı sözcükler aslında isim-fiil ekleriyle türediği halde, zamanla isimleşmiş, yani fiilimsi özelliğini kaybetmiş olabilir.

“Biraz ekmek alabilir miyim?”

“Bugün gelmediğini danışmadan öğrendim.”

“Derste yağış türlerini inceledik.” cümlelerinde altı çizili sözcükler isim-fiil değildir.

Deneme sınavlarıyla bu öğrencileri denememiz doğru değil.” cümlesinde altı çizili birinci sözü “denememe” şeklinde kullanamayız; çünkü bu sözcük artık isimleşmiştir. Ancak altı çizili ikinci sözcük “denemememiz” şeklinde kullanılabilir; yani olumsuz yapılabilir, öyleyse fiil anlamı devam ediyor; yani bu isim-fiildir.

Sıfat – Fiil

Fiillere “-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” eklerinin getirilmesiyle yapılır. Bu fiilimsiler cümlede sıfat görevinde kullanılır. Özellikle niteleme sıfatı. Sıfat fiilin formülü: “anası mezar dikecemiş”  şeklindedir.

“Kışta açan çiçeklerin ömrü az olur.”

Öpülesi elleri vardı analarımızın.”

“Senin ne bitmez çilen varmış böyle.”

“Buralarda bir akar çeşme yok galiba.”

“Size biraz bilinmedik fıkralar anlatayım.”

“Bana gazetemi getirecek biri yok mu burada?”

“Onda ne yakası açılmamış sözcükler vardır.” cümlelerinde altı çizili sözcükler sıfat-fiildir.

* Sıfat-fiil eklerinden “-dik” ve “-ecek” ekleri çoğu zaman kendinden sonra iyelik eki alarak kullanılır.

Çözdüğüm soruları niçin yeniden soruyorsun?”

Gideceğin gün belli mi?” cümlelerinde altı çizili sıfat-fiiller iyelik eki almıştır.

* Bu ekler aynı zamanda sıfatla hiç ilgisi olmayan kullanımlarda da görülür. Bu, daha çok dolaylı anlatımda karşımıza çıkar.

“Kitabımı sana verdiğimi unutmuşum.”

“Senin de bizimle geleceğini bilmiyorduk.” cümlelerinde sıfat-fiil ekleri sıfatla ilgisi olmayan bir kullanımda görülüyor.

* Sıfat-fiiller niteledikleri isimler düştüğünde onların yerine geçebilir.

“Benden aldıklarını ne zaman geri göndereceksin?”

“Beni arayanların adreslerini almayı unutma.” cümlelerinde altı çizili sıfat-fiiller ismin yerine geçecek şekilde kullanılmıştır.

* Kimi zaman sıfat-fiiller çekimli fiillerle karışabilir.

Gideceğim bu şehirden artık.”

Gideceğim herkes tarafından biliniyor.”

cümlelerinde altı çizili sözcüklerin yazılışları aynıdır. Ancak birincisinde “Ben gideceğim” ifadesi olduğundan çekimli fiildir. İkincisinde ise “benim gideceğim” anlamında olduğundan, yani fiilin sonunda iyelik eki kullanıldığından fiil, sıfat-fiildir.

* Elbette fiilden türeyip sıfat olan her sözcük de fiilimsi değildir.

“Yıkık duvarların resmini çektik.”

cümlesinde altı çizili sözcük “yıkmak” fiilinden türemiştir. Ancak fiilimsi değildir. Çünkü fiilimsilerin fiil anlamı devam ettiğinden olumsuz şekilleri de kullanılabilir. Biz bu sözü “yıkmayık” şeklinde kullanamayız.

Aynı cümleyi biz;

“Yıkılmış duvarların resmini çektik.”

şeklinde söyleseydik, bunu “yıkılmamış” şeklinde de ifade edebilirdik. Çünkü bu sözcük fiilimsidir.

Zarf-Fiil ( Bağ Fiil )

Fiillere, bağ-fiil eki dediğimiz eklerin getirilmesiyle yapılır; cümlede daima zarf olarak kullanılır. “–ınca, – dıkça, – dığında,   -ken , -r… -mez, -alı, -erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp” ekleriyle yapılır. Zarf-fiilin formülü: “kenyalı emadan ince ip arakladıkça” şeklindedir.

“Kapıyı açınca karşımda onu gördüm.”

“Soruları çözdükçe konuyu daha iyi anlıyorum.”

“Bize haber vermeden gitmeyin sakın.”

“Bu kağıdı müdüre imzalatıp geri getirin.”

“Televizyon seyrederken çoğu kez uyuyakalırdı.”

“Gezdiği yerleri anlata anlata bitiremiyordu.”

“Sınıfa girer girmez öğrencileri azarlamaya başladı.”

“Sadece kitap okuyarak bu kadar bilgi kazanılamaz.”

“Köyden ayrılalı yaklaşık on yıl oldu.”

“Ders çalışmaksızın sınavı kazanacağını mı sanıyorsun?”

cümlelerinde altı çizili sözcükler bağ-fiildir. Görüldüğü gibi yüklemin durumunu ya da zamanını bildirerek onun zarfı olmuşlardır.

Bunlar arasında yapı bakımından diğerlerine benzemeyen bağfiil eki “-ken” ekidir.

Bu ek diğer fiilimsi eklerinin aksine kendinden önce bir çekim eki alarak kullanılır. Bunun nedeni “-ken” ekinin, ekfiilin bir bağ-fiil eki olmasındandır. Hatta bu özelliğinden dolayı isimleri bile zarf yapabilir.

“Ben çocukken burada yaşlı bir çınar ağacı vardı.”

cümlesinde “-ken” eki “çocuk” ismini zarf yapmıştır. Elbette bu, bir fiilimsi değildir. Çünkü fiilimsiler fiillerden türeyen sözcüklerdir.

Bağ-fiil eklerinin diğer fiilimsi eklerinden önemli bir farkı vardır. Diğer fiilimsilerden sonra isim çekim ekleri kullanılabildiği halde bağ-fiillerden sonra hiçbir çekim eki kullanılamaz. Bazı bölgelerde “koşaraktan” gibi kullanımlar görülse de yazı dilinde böyle bir kullanım yoktur.

Kaan Hoca tarafından yayınlandı

Ankara'da edebiyat öğretmeni olarak görev yapan yazar, evli ve hiç çocuk babasıdır.

Sohbete katılın

5 yorum

  1. Egıtıme katkıyı her zaman en degerlı olarak gorurum. Yalnız yazıları renklı(kırmızı) gıbı renklendırerek
    yazmanız sıtenızın daha cok ızlenecıgını dusunuyorum.tesekkurler

    1. Sebahattin Bey, öncelikle öneriniz için teşekkür ederiz. Kırmızı derken tamamının mı kırmızı olmasını önerdiniz onu anlayamadım.

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir