Milli Edebiyat dönemini anlayabilmek için İslamcılık fikrine, İslamcılık akımına mutlaka göz atmak gerekir. İslamcılık Osmanlı Devleti’nin en önemli politikalarından biridir. İslamcılık akımı Osmanlı Devleti’nin resmi akımıdır. İslamcılık İslâm kelimesine dayanır. İslam; Selam’ dan gelmektedir. Tanrı’ ya teslimiyet, Hz Muhammedce kurulmuş ve yayılmış din, Muhammed Peygamber’ in ümmetinden olan kimse anlamında kullanılmaktadır. Mehmed Akif Ersoy İslamcılık fikrinin en önemli savunucusudur.

Osmanlı İmparatorluğu’ nun “Osmanlıcılıktan” sonra benimsediği en güçlü akımdır İslamcılık.

Osmanlı yönetiminde bulunan devlet yetkililerinin ve bazı aydın kesimin bu ülküye sarılmasının asıl sebebini şöyle sıralayabiliriz:

1 – Balkan savaşları sırasında Balkan devletleri bağımsızlıklarını kazanmışlardı ve Osmanlı Batıdaki topraklarının büyük kısmını kaybetmişti. Bunun üzerine yönetimde bulunan II Abdülhamit aynı toprak kaybına Asya’da da uğramamak için islam birliği fikrine yani İslamcılık fikrine sarılmıştır.

2 – Siyasal, ekonomik yönden güçlenmiş ve güçsüz devletlere emperyalist politikalar uygulayan Hristiyan alemine karşı, birleşmiş, kalkınmış bir islam birliği kurarak Hristiyanlara karşı denge oluşturmak.

31 Mart hadisesinden sonra “Osmanlıcılık” fikri eski nüfuzunu kaybetmeye başlamıştı. Bunun üzerine II Abdulhamit Alman Kayserinin islam birliği kurma düşüncesini benimsemiş ve Sultanahmet Meydanında büyük bir mitingle islam birliği kutlanmıştır.

Devleti yönetenler arasında Osmanlıcı ve İslamcı olamk üzere iki farklı düşünce vardı. Devletin başında bulunan İttihat ve Terakki Partisinin bir aralık Ermenilerden başka müslüman Arnavut ve Arap kavimleri üzerine asker göndermek zorunda kalışı devletin İslam birliği siyasetinde dahi başarılı olamayacağını gösterdi.

Osmanlı üzerinde emellerini gerçekleştirmek için Araplara milliyetçilik duygularını aşılayan İngilizler başta Mustafa Kemal de Enver Paşa gibi islamcılık politikasını südüeceğini düşünüyordu Fakat bu düşüncelerinde yanıldıklarını çok geçmeden anladılar. Çünkü Mustafa Kemal Paşa islam ülkeleriyle birleşme özlemini Tük çıkarları açısından övmekteydi. Bu da tam anlamıyla Panislamizm sayılamazdı. Mustafa Kemal milliyetçilik fikirlerinin çığ gibi yayıldığı bir devirde islamcılık politikasının yarar değil zarar getireceğini önceden biliyordu.

I. Dünya savaşında Filistin ve Suriye cephelerinde Arapların İngilizlerle işbirliği yaparak Osmanlı’ ya karşı savaşması islamcılık akımının etkisini bütünüyle yitirdiğini gösterdi.

Kısaca; Osmanlıcılık ve İslamcılık hareketleri hakkında şunları söyleyebiliriz.

O dönemde yönetimde bulunanlar ve aydın kesimden insanlar imparatorluğun dağılmasını önlemek için bu ideolojileri benimsemiştir. Ama gözardı ettikleri önemli bir nokta vardır o da Fransız İhtilali sonrasında dünyaya çığ gibi yayılan hüriyetçilik ve milliyetçilik fikirleridir.

Osmanlı devletinin dağılmasını önlemek için “Ben Türküm” den önce “ben Osmanlıyım” veya “ben Müslümanım” demişse de dağılmayı önleyememiştir. Dolayısıyla islamcılık akımı etkisini yitirmiştir.

Kaan Hoca tarafından yayınlandı

Ankara'da edebiyat öğretmeni olarak görev yapan yazar, evli ve hiç çocuk babasıdır.

Sohbete katılın

1 yorum

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir