Bir metinde geçen olayların, seyirci topluluğu önünde gösterilmesine dayanan edebî metinlere göstermeye bağlı metinler denir. Göstermeye bağlı metinlerin uygulama alanı tiyatrolardır.
Tiyatro nedir?
Belirli bir halk topluluğunun önünde herhangi bir metne dayalı ya da metinden bağımsız olayın canlandırılmasına denir. Tiyatro göstermeye dayalı bir sanattır. Olaylar sahnede, insanların önünde oluş halindeyken gösterilir, canlandırılır.
Tiyatro, toplumla en iç içe olan sanattır ve toplumu en çok etkileyen sanattır. Konuşmaya ve harekete dayalı bir sanattır. Tiyatro konuşmaya dayalı bir sanat olduğu için halkı eğitme işlevi en yoğun olan sanat olarak kullanılmıştır.
Tiyatroda amaç, güldürmek ve düşündürmektir.
Tiyatronun Tarihi
Dünyada çok farlı tiyatro akımları, türleri olsa da tiyatronun aslında dinî törenlerden doğduğu düşünülmektedir. Bugün Batı tiyatrosunun ilk örnekleri eski Yunan edebiyatına dayanır. Sanat metinlerinin hepsinde olduğu gibi.
Türk edebiyatında tiyatroya baktığımız zaman, bizde tiyatronu Geleneksel Türk Tiyatrosu ve Modern Türk Tiyatrosu olmak üzere iki bölümde inceleriz. Modern Türk Tiyatrosu, Tanzimat döneminde Batı’dan gelen tiyatrodur. Geleneksel Türk Tiyatrosu ise kökleri bizde uzun yıllara dayanan Gölge Oyunu (Karagöz Hacivat), Orta Oyunu, Meddah ve Köy Seyirlik Oyunları’dır.
Tiyatro Türleri
Opera: Opera, müzikal tiyatrolara denir. Elit bir kitleye seslenir. Dram ve trajedinin bestelenmiş şeklidir.
Operet: Eğlence unsuru barındıran, bestesiz konuşmalar olan sahne sanatlarıdır.
Bale: Aslında bugün bağımsız bir sanat eseri olarak algılansa da tiyatronun bir türüdür. Söz içermez ve sadece beden hareketleri bardır.
Pandomim: Sessiz sinema diyebiliriz. Konuşmadan, jest ve mimiklerin yardımıyla yapılan tiyatrodur.
Skeç: Bugün kısa, güldürü tiyatrolarına skeç diyoruz. Genellikle kadrosu az, şaka içeriği olan güldürülü tiyatrolardır.
Melodram: Çok fazla ızdırap içeren, acı içeren müzikli tiyatrodur.
Revü: Gündelik olaylara alaycı bir bakış sunan tiyatrodur.
Vodvil: Bir tür entrika, olay komedisidir.
Tiyatronun Ögeleri
Olay: Olay çevresinde gelişen edebî metinlerin temelinde bir olay vardır. Bu olayın sahneye taşınmış halidir.
Kişiler (oyuncular): Tiyatrodaki olaylara can veren kişilerdir. Rol yapan oyunculardır.
Yer: Tiyatroda olaylar bir mekânda yani sahnede gerçekleşir. Sahne gerçek hayattaki mekânları yansıtacak şekilde dizayn edilir. Bunu gerçekleştirmek için kullanılacak araçlara da dekor denir. Geleneksel Türk Tiyatrosu’nda sahneye çok önem verilmez.
Geleneksel Türk Tiyatrosu
Geleneksel Türk Tiyatrosu’nu dört bölüm halinde incelemek mümkündür.
1. Gölge Oyunu ( Karagöz Hacivat Oyunu ):
Deve derisinden kesilerek hazırlanmış figürlerin beyaz bir perdeye arkasından ışık vurularak yansıtılması sonucu elde edilen oyuna gölde oyunu denir.
Bu oyununu Çin veya Hindistan’da ortaya çıktığına dair çeşitli rivayetler vardır. İlk rivayete göre M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış Çin Hükümdarı karısını çok severmiş. Karısının ani ölümü üzerine büyük bir üzüntü duymuş ve bu üzüntüyü hafifletmenin yollarını aramış. Halktan bir kişi bu üzüntüyü hafifleteceğini iddia etmiş ve boş bir odanın ortasına perde germiş. Bu perdenin arkasına hükümdarın karısının bir tasvirini yapmış ve ışık aracılığıyla yansıtmış. Böylece hükümdarın üzüntüsü biraz olsun hafiflemiş.
Bize gölge oyununun nasıl geldiği konusunda çok çeşitli rivayetler vardır. Kimi rivayetler Hindistan’dan geldiği yönünde, kimisi ise Çingeneler aracılığıyla geldiği yönünde.
Şüphesiz hangi kaynaktan gelirse gelsin bizde yoğun bir şekilde kullanılmış ve bizim tarihimize mâl olmuştur. Bizde Karagöz, Hacivat, Çelebi, Tuzsuz Deli Bekir, Zenne, Tiryaki, Kayserili, Laz, Kürt, Acem gibi tiplemeler vardır.
2. Orta Oyunu:
Gölge oyununun meydana çıkmış halidir. Belirli bir topluluğun önünde doğaçlamaya dayalı bir metin ile oynanan tiyatrodur. Açık alan oyunudur ve belli bir sahneye ihtiyacı yoktur. Kavuklu, Pişekâr en önemli karakterleridir.
3. Meddah:
Tek kişilik orta oyunudur. Hikâye anlatma sanatıdır. Bir oyuncunun sahneye çıkarak, tek başına hikâyeleri canlandırarak anlatmasıdır. Taklide dayalı bir türdür. Mendil, asa gibi aksesuarları kullanır.
4. Köy Seyirlik Oyunu:
Köylerde, uzun kış gecelerinde akşamları şenlendirmek için oynanan oyunlardır.
Modern Türk Tiyatrosu
Biz Modern Türk tiyatrosunu üç bölüm halinde inceleyebiliriz.
1. Tanzimat Tiyatrosu (1908’e kadar):
Tanzimat öncesinde Geleneksel Türk Tiyatro’su geçerli olsa da Tanzimatla birlikte Batılı anlamda tiyatro ile tanışmış oluruz. Tanışmamızdan 1908’e kadar olan dönemi biz Tanzimat Tiyatro’su olarak isimlendirebiliriz. Batılı anlamda yazılan ilk yerli tiyatromuz Şinasi’nin “Şair Evlenmesi”dir. Hayrullah Efendi’nin yazdığı “Hikâye-i İbrahim Paşa ve Gülşeni” isimli eseri Şinasi’nin eserinden dört sene evvel (1844) yazılmış olsa da daha geç basıldığı için ilk olarak kabul edilmez. İlk sergilenen tiyatromuz ise Namık Kemâl’in “Vatan Yahut Silistre” isimli tiyatrosudur.
Tanzimat edebiyatının birinci döneminde genelde oynanmak için, ikinci döneminde ise okunmak için tiyatro yazılmıştır. Abdülhak Hamit’in tiyatrolarındaki ağır dil onun eserlerinin oynanabilirliğini azaltmıştır.
2. Meşrutiyet Tiyatrosu (1908-923)
Bu dönem tiyatrosu halka hizmet eder bir hale gelmiştir. Bu dönem tiyatrosu Servet-i Fünûn Edebiyatı dönemini –ki bu dönem tiyatro faaliyetleri çok yoğun değildir-, Fecr-i Âti dönemini ve Millî Edebiyat dönemini kapsar.
Millî edebiyat dönemine geldiğimizde Güzel Sanatlar Okulu’nun (Darülbedâyi) açılması (1914) tiyatronun gelişmesi açısından önemlidir. Ünlü tiyatrocu Muhsin Ertuğrul bu tiyatrodu öğretmenlik yapmıştır. İlk defa Müslüman kadın olarak Afife Jale sahneye çıkmıştır.
3. Cumhuriyet Tiyatrosu (1923’ten sonrası)
Cumhuriyet döneminde tiyatro alanında mühim gelişmeler olmuştur. Millî edebiyat döneminde başlayan tiyatro faaliyetleri hız kazanmıştır. Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Kutsi, Necip Fazıl, Haldun Taner, Aziz Nesin, Tarık Buğra, Turan Oflazoğlu önemli tiyatro yazarlarımızdandır.
Öncelikle Emeği Geçen Herkese Teşekkürler. İşime Çok Yaradı ama bir soru sormak istiyorum.
2. Meşrutiyet Tiyatrosu (1908-923)
burada yazılan yanlış mıdır? doğrusu bu mudur?
2. Meşrutiyet Tiyatrosu (1908-1923)
şimdiden herkese kolay gelsin inşAllah bu yorumu kabul edersiniz.
Tiyatronun türleri aslında daha fazla olmalı hepsi yok
Bu da bir emek ama detay yok ? Yks’ye hazırlanan bir öğrenci için yetersiz buldum. Üzgünüm.